Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi'nin Mezar Taşı. |
18
ila 20. yüzyıl arasında toplamda 6 şeyhülislam ve pekçok kazasker, kadı
ve müderris çıkartmış ilmiye sınıfının bu güçlü ailesinin Kütahya ile
bir bağı olabilir mi? Daha evvel yaptığım çalışmalarda Kütahyalı veya
Kütahya kökenli onlarca vezir ve birkaç sadrazam varken hiç şeyhülislam
kaydına rastlamamıştım. 2 hafta önce İstanbul'da yaptığım
saha çalışması sırasında fotoğrafladığım bir kabrin yanında heybetli
ilmiye sarığı ile dikkatimi çeken bir kabri inceledim. Hatta ekte
paylaştığım fotoğrafı da o vakit çekmiştim. Kabir 1808-1810 ve 1812-1815
tarihleri arasında iki defa şeyhülislamlık yapan Dürrizade Seyyid
Abdullah Efendi'ye aitti. İlginç bir rastlantı olmakla kabrin durumunun
içler acısı halde ve lahit mezarın komple toprak altında kaldığını
belirtmeliyim.
Bugün sırf siyasi geçmişi yüzünden ötekilenen merhum Hamza Güner tarafından 1964-66 yılları arasında yayınlanan ve Kütahya'nın kültür hayatına ciddi katkılar sağlayan Aksu Dergisinde Dürrizadelerden Kütahyalı olarak bahsedilmekte. 1832 yılında Kütahya mütesellimliği yapan Dürrizade Hacı Raşid Ağa'nın da bu aileden olduğu yine aynı dergide kayıtlıdır. Günümüz kaynaklarının ihtilaflı olarak ailenin Ankaralı olduğunu yazdığını da belirtelim.
Aileden meşihat makamına ilk gelen isim Dürri Mehmed Efendi'dir. 62. şeyhülislam olan Mehmed Efendi nereli olduğu ihtilaflı olan İlyas Efendi'nin oğludur. Daha sonra Dürri Mehmed Efendi'nin oğlu Dürrizade Mustafa Efendi 72. şeyhülislam olarak karşımıza çıkıyor. Toplamda 3 defa bu makama getirilmiştir. Sonrasında ise Mustafa Efendi'nin iki oğlu; Dürrizade Seyyid Mehmed Ataullah Efendi 85. şeyhülislam, kardeşi Dürrizade Seyyid Mehmed Arif Efendi ise 87. şeyhülislam olarak meşihatta bulunmuşlardır. Mehmed Arif Efendi 2 defa bu makama getirilmiş, ilk sefer azlinin ardından Kütahya'ya gönderilmiş, buradayken yaptığı hac vazifesi ardından Taif'te oturması yönünde irade çıkmasına rağmen tekrar sürgün olarak Kütahya'ya dönmesine izin verilmiştir. Sonrasında yine bu Mehmed Arif Efendi'nin oğlu Dürrizade Seyyid Abdullah Efendi 98. şeyhülislam olarak karşımıza çıkıyor. Ekte yer alan fotoğraf bu zatın mezarına aittir. 2 defa meşihatte bulunmuştur. Ailenin meşihatte son üyesi ise milli mücadele karşıtı fetvalarıyla bilinen Dürrizade Abdullah Beyefendi'dir. Damad Ferid Paşa hükümetinde şeyhülislam olarak Mustafa Kemal Atatürk ve milli mücadeye katılanlar hakkında verdiği idam fetvası ünlüdür. Sevr'in tartışıldığı saltanat şurasında Sevr'in kabul edilmesi yönünde oy kullanmıştır. Milli mücadelenin çok şükür başarı ile sonuçlanması ardından Abdullah Beyefendi yurt dışına kaçarak Şerif Hüseyin'e sığınmış ve 1923'te vefat etmiştir. Ailenin şeyhülislamları kısaca bunlardır.
İlmiyenin bu kudretli ailesinin Kütahyalı mı yoksa Ankaralı mı olduğu kesin olarak henüz ortaya konulamamıştır. İnceleyebildiğimiz kaynaklarda da net bir bilgi yoktur. Belki de merhum Hamza Güner'in evrak-ı metrukesi arasında detaylı kayıtlar vardı. Kim bilir? Yeni kayıtları kovalamaya devam edeceğiz.
Bugün sırf siyasi geçmişi yüzünden ötekilenen merhum Hamza Güner tarafından 1964-66 yılları arasında yayınlanan ve Kütahya'nın kültür hayatına ciddi katkılar sağlayan Aksu Dergisinde Dürrizadelerden Kütahyalı olarak bahsedilmekte. 1832 yılında Kütahya mütesellimliği yapan Dürrizade Hacı Raşid Ağa'nın da bu aileden olduğu yine aynı dergide kayıtlıdır. Günümüz kaynaklarının ihtilaflı olarak ailenin Ankaralı olduğunu yazdığını da belirtelim.
Aileden meşihat makamına ilk gelen isim Dürri Mehmed Efendi'dir. 62. şeyhülislam olan Mehmed Efendi nereli olduğu ihtilaflı olan İlyas Efendi'nin oğludur. Daha sonra Dürri Mehmed Efendi'nin oğlu Dürrizade Mustafa Efendi 72. şeyhülislam olarak karşımıza çıkıyor. Toplamda 3 defa bu makama getirilmiştir. Sonrasında ise Mustafa Efendi'nin iki oğlu; Dürrizade Seyyid Mehmed Ataullah Efendi 85. şeyhülislam, kardeşi Dürrizade Seyyid Mehmed Arif Efendi ise 87. şeyhülislam olarak meşihatta bulunmuşlardır. Mehmed Arif Efendi 2 defa bu makama getirilmiş, ilk sefer azlinin ardından Kütahya'ya gönderilmiş, buradayken yaptığı hac vazifesi ardından Taif'te oturması yönünde irade çıkmasına rağmen tekrar sürgün olarak Kütahya'ya dönmesine izin verilmiştir. Sonrasında yine bu Mehmed Arif Efendi'nin oğlu Dürrizade Seyyid Abdullah Efendi 98. şeyhülislam olarak karşımıza çıkıyor. Ekte yer alan fotoğraf bu zatın mezarına aittir. 2 defa meşihatte bulunmuştur. Ailenin meşihatte son üyesi ise milli mücadele karşıtı fetvalarıyla bilinen Dürrizade Abdullah Beyefendi'dir. Damad Ferid Paşa hükümetinde şeyhülislam olarak Mustafa Kemal Atatürk ve milli mücadeye katılanlar hakkında verdiği idam fetvası ünlüdür. Sevr'in tartışıldığı saltanat şurasında Sevr'in kabul edilmesi yönünde oy kullanmıştır. Milli mücadelenin çok şükür başarı ile sonuçlanması ardından Abdullah Beyefendi yurt dışına kaçarak Şerif Hüseyin'e sığınmış ve 1923'te vefat etmiştir. Ailenin şeyhülislamları kısaca bunlardır.
İlmiyenin bu kudretli ailesinin Kütahyalı mı yoksa Ankaralı mı olduğu kesin olarak henüz ortaya konulamamıştır. İnceleyebildiğimiz kaynaklarda da net bir bilgi yoktur. Belki de merhum Hamza Güner'in evrak-ı metrukesi arasında detaylı kayıtlar vardı. Kim bilir? Yeni kayıtları kovalamaya devam edeceğiz.
Son olarak yukarıda yer alan Dürrizade Seyyid Abdullah Efendi'nin mezar taşı kitabesi ile konuyu noktalayalım;
Hüve'l Baki
Def'a-i saniye-i meşihat-i
İslamiyeden munfasılan veda'-i
Alem-i fani ve azm-i beka-yi
Cavidani eden cennetmekan
Firdevs-i aşiyan merhum
Ve mağfurun leh Dürrizade
Esseyyid Abdullah Efendi
Hazretleri ruhu şeriflerine
El'fatiha
Sene 23 Cemaziyelevvel 1244 (1 Aralık 1828 M.)
Saygılar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder