Anın'çün anadan doğanımız şahbaz olur."
Bu dizeleri muhakkak daha evvel duymuşsunuzdur. Pek severiz ve her yerde dile getiririz. Firaki merhuma aittir. Hani şu bugün kabri kayıp olan ve sadece Saray Camii haziresine gömüldüğünü bildiğimiz Firaki. Evliya Çelebi'nin akrabası olan. İşte O!
Saray Camii'nin hemen üzerinde şuan büyük kısmı özel mülkte kalmış ve kimsenin umurunda da olmayan bir türbe yıkıntısı vardır. Kümbet tarzında bir yapı olduğunu elimizde bulunan eski bir fotoğraftan bildiğimiz bu türbe yapısı hakkında çok muhtelif rivayetler vardır.
Kütahyalı yazar ve araştırmacılar genellikle bu türbe yıkıntısının Firaki'ye ait olduğunu söylerler. Uzunçarşılı ise Ankara Savaşı'ndan galip çıkan ve Kütahya'da bir ay dinlenen Timur'un şehzadelerinden birisi yada umerasından birisine ait olabileceği yönünde bir kayıt düşmüştür. Sonradan Kümbet Dede diye zorlama bir isim bile uydurulmuştur.
Burada dikkat çekmek istediğim husus şudur ki, Kütahyamız bir türbe yıkıntısından bile bu denli tarih çıkartabilecek potansiyeli olan bir şehir. Fakat biz bu şehre ve onun tarihine ne sahip çıkıyor ne de ilgi duyuyoruz. Hatta şehrimizin tarihine ihanet ediyoruz. Yıllardır harabe halde duran bu türbede, kamulaştırma ve ardından bir kurtarma kazısıyla bilgi ve iz aramak ne kadar güç olabilir? Yada bu kadar mı önemsiz görülmektedir. 2017 yılında Kütahya şehri hala tarihini tam manasıyla bilmiyor. Kopuk zaman dilimlerinin eksiklerini birleştirecek tüm materyal ilimizde mevcutken halen tarih ve tarihi yapılara tek yaklaşımın kabaca restorasyon olması ne kadar acı! Kütahya'nin kültür, tarih ve turizm konularında UZMAN ve İSTEKLİ kişilere ihtiyacı var.
Son söz; Firaki'nin yukarıda verdiğim dizeleriyle övünmek için öncelikle hatırasına sahip çıkalım. Sonra durmadan paylaşırız fakat daha bi gururla!
Saygılar...
23.11.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder