|
Çeşmenin güncel hali. |
Bir süredir sadece saha faaliyetleri ve araştırma/okuma yapıyorum.
Bu vesileyle haftasonu gidip gördüğüm, sözde pınarları ile ünlü fakat
gerçekte artık o devrin çoktan kapandığı Kütahya'dan, sadece ayakları ve
kemerinin bir kısmı kalmış bir çeşme hikayesi ile yeniden
karşınızdayım.
Çeşmemiz, Servi Mahallesinde, Kara Ahmet ve Servi
Sokaklarının kesiştiği noktada ve buradaki bir dükkanın cephe duvarını
oluşturuyor görünümünde. İsabet olmuş zira sanı
yorum bu durum olmasaydı bu harabe bugünleri de görmez, çevresinde sürekli hareket olmasa kitabesi çoktan kaybolabilirdi.
Çeşme yukarıda da bahsettiğim gibi oldukça büyük sayılabilecek bir
genişlikte, kemerlli ve iki büyük ayağı var. Zamanla yolun yükselmesi
sonucu oluğu aşağıda kalmış. Uzun yılların ve pınarları sadece
türkülerinde kalmış Kütahya'nın sahiplenmemesi ile kemerinin büyük kısmı
yok olmuş ve sadece sağ ayağın üzerinde bir kısmı kalmış. Lakin
kitabesi gayet iyi şekilde korunmuş. Eski fotoğraflarına göre kitabesi
en azından temiz ve halen okunabilir haliyle duruyor. Tescil durumunu
bilemiyorum fakat tescilli olsa sanırım bu kadar kolay boyanamaz (ki
bence isabet olmuş) ve en azından sağında solunda bir tescil kaydı
bulunurdu.
|
Kitabenin eski hali. |
Kitabe bahsettiğim gibi oldukça sağlam ve kısmen
okunaklı. Sadece dükkan sahibinden ricamız oldur ki kitabenin önü
kapanmasın. Bu kitabelerin amacı dua almaktır. Çeşmenin eski hali ve
kitabesi metinde yanlışlıklarıyla/eksiklikleriyle birlikte Mustafa
Kalyon tarafından hakkında herhangi bir tarihi bilgi verilmeden
yayınlanmış. Kitabenin benim okuduğum metni şöyledir;
"Zemzem-i asâ çeşme-i kıldı asâs-ı câvidân
Abdurrahman sahibü'l-hayrat serheng-i dîvan (divan çavuşu)
Gel Hüseynin aşkına iç ....... tarihin
Derd-i ataşa su gibi nakd-i devâ oldu revân.
Sene 1193" (Miladi 1779/80)
|
Çeşmenin eski hali. |
Buradan anladığımız kadarıyla Haseki Mehmed veya Silahdar Mehmed
Paşalardan birinin divan çavuşu olan Abdurrahman Ağa çeşmenin banisidir.
Rahmet olsun. Suyunu bugüne değin akıtmayı başaramamışız. Keşke ihya
etsek. Zira daha evvel farklı durumlarda da bahsettiğim gibi bu
kitabeler bizim hakkında öğünmekten başka birşey yapmadığımız Anadolu
Eyaleti dönemimizin birer kanıtı aynı zamanda.
Biz tarihe karşı
sorumluluğumuzu kısmen yerine getirmek için bu kaydı yapalım da gerisini
zaman gösterir elbet. Fotoğrafların günceli tarafımızdan, eski hali ve
kitabenin kararmış hali yukarda bahsettiğimiz Mustafa Kalyon'un
kitabından alınmıştır. Bir kelimeden emin olamadım kitabedeki çözmeye
çalışacağım inşaallah.
Şimdi sormak lazım Kütahya'nın pınarları bunu mu hakediyor?
Saygılar.
19.03.2018