25 Eylül 2017 Pazartesi

Kütahya - Emet'te (Eğrigöz) Boğdurulan Bir Bahtsız Şehzade

Şehzade Korkut'un Sandukası. - © 2017
Şehzade Korkut, Sultan Bayezid II'nin çocuğu olarak net olmamakla birlikte 1467 veya 1469 senesinde Amasya'da doğdu. 1479 senesinde dedesi Fatih Sultan Mehmed tarafından diğer kardeşleriyle sünnet edilmek üzere İstanbul'a aldırıldı. Bu olay şehzadeye kısa süreli de olsa tahtın tadını aldıracak bir hadiseye sebebiyet verdi. İstanbul'a aldırılışın ertesi yılı dedesi Fatih ölünce ortaya çıkan karışıklıklar, Cem ve Bayezid taraflarının mücadeleleri sonucu Bayezid taraftarlarınca Şehzade Korkut, veziriazam İshak Paşa tarafından saltanat kaymakamı olarak tahta çıkarıldı. Bu vekalet 2 hafta sürdüyse de etkisi bir ömür boyunca oldu. Taht-ı saltanat bu en nihayetinde! Babasının tahta cülusundan sonra bir müddet daha İstanbul'da kalan Şehzade, 1483'te Manisa'da sancağa çıkarıldı. 1502 senesi başlarına kadar burada kalan Şehzade, giriştiği bir takım faaliyetler ve abisi Şehzade Ahmet ile taraftarı veziriazam Ali Paşa baskısıyla Antalya'ya nakledildi. Bu olay sonucu kimine göre hırslanarak, kimine göre ilimle meşgul olmak için sancak beyliğinden çekilerek kendini Antalya Kalesine kapattı. 1509'da babasını dinlemeyerek büyük bir maiyetle hacca gitmek bahanesiyle Mısır'a gitti. Memlük Sultanınca karşılandı ve ağırlandı. 14 ay sonra hacca gidemeden tekrar Antalya'ya döndü. Başka sancak taleplerinde bulundu ve Manisa'yı kaybedişini unutamadı. Bu sebeple izinsiz ve ani olarak Manisa'ya doğru harekete geçti.

Bu hareket Kütahya ve Batı Anadolunun büyük bir kesiminin yakılıp yıkılmasına sebebiyet veren Şahkulu isyanının tetikleyicisi olarak gösterilse de aktarımlar farklılık göstermektedir. Feridun Emecen'e göre bu hareketin sebebi bizzat Şahkulu isyanının bölgede patlak vermesidir. Bu konuda yazışmalar, kendisi ardından giden hazinesine asilerce saldırılması ve daha sonra bu asilere karşı çarpışması bu durumu açıklar mahiyettedir. Devam eden olaylar zarfında daha evvel işlediğimiz Şahkulu'nun Kütahya'ya gelişi ve Karagöz Paşa'nın şehit edilmesi olayları gerçekleşmiştir. Asiler karşısından kuvvetlerin ardı ardına yenilmesi ve şehzadelerin başıan buyruk halleri benzeri olaylar Şehzade Korkut'a yeniden Manisa'yı elde etmesini sağladı. Fakat Şehzade Ahmet ve Şehzade Selim mücadelesi arasında kalmaktan kurtulamadı. Gizlice İstanbul'a gelip Yeniçeri Ocağına sığındı fakat umduğu desteği bulamadı. Sonra tekrar Manisa'ya yollandı ve bundan sonra Yavuz Selim ile ittifak halinde oldu. Fakat bazı ifadeleri saltanat heveslisi olduğu şeklinde yorumlandı. Olay yasal bir zemine oturtulmak için uydurma saltanat davetlerine sıcak baktığı söylendi. Kardeşinin 10 bin kişiyle üzerine geldiğini öğrenen Şehzade Korkut, sadık bendelerinden Piyale ile Mısır'a kaçmak için Antalya'ya hareket ettiyse de Korkuteli'nde bir mağarada yakalandı. 
Şehzade Korkut'a Ait Eşya Kayıtları.

Şehzade Korkut yakalandıktan sonra Bursa'ya götürülürken neden sebep bu kadar acele edildi bilinmez, Emet'te (Eğrigöz) Kapıcıbaşı Sinan Ağa tarafından boğularak öldürüldü. Eşyalarının kaydedildiği muhallefat defteri 13 Mart 1513 tarihli olduğundan bu tarihta yahut birkaç gün önce öldürüldüğü düşünülmekte. Cenazesi 17 Mart 1513'te Bursa'da Orhan Gazi Türbesinde, Orhan Gazi'nin hemen yanına defnedildi.

Orta boylu, kumral, zayıf yapılı ve melankolik olduğu belirtilen Şehzade Korkut, ilme ve edebiyata düşkünlüğü ile kardeşlerinden ayrılmaktadır. Oğullarının hepsi kendinden önce vefat etti. Fatma ve Ferahşad adlı iki kızı vardı. Sanatkarlara hamilik yapan Şehzade Korkut'a sunulan eserlerden birisi de Deli Birader lakabıyla meşhur Bursalı Gazali'nin yine meşhur ve günümüz tabiriyle (+18) olan eseri Dafiu'l Gumum'dur. Musikiye de meraklı olduğu ve bazı müzik aletleri çaldığı bilinmektedir. Himaye ettiği kişiler arasında Oruç ve Hızır Reisler dahi bulunmaktaydı. Fıkıh ve hadis ilmine hakim, örfi yerine şer'i kuralları benimsemiş olan Şehzade Korkut, amelde Şafii mezhebini tatbik etmekteydi.

Geçenlerde yaptığımız Bursa gezisinde son nefesini Kütahyamızda vermiş bu şehzadenin kabrini de fotoğraflamıştık. Görüldüğü üzere bir türbe içinden pek çok farklı hikaye çıkmaktadır.

Saygılar... 25.09.2017

Fotoğraf: Şehzade Korkut'un sandukası. Arkada ise Orhan Gazi'ye ait sanduka.
Kaynak: TDVİA, " Korkut, Şehzade Maddesi ", C.26, s.205-207

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder