12 Eylül 2017 Salı

Damat Rüstem Paşa ve Kütahya'ya Bıraktıkları

 
Rüstem Paşa Medresesinin Yenilenmiş Hali - © 2014
"Olıcak bir kişinin bahtı kavi, tali yar
Kehlesi dahi mahallinde anın işe yarar"

Günümüz Türkçesi ile ''Bir kişinin bahtı açık şansı iyi olursa, onun biti bile işe yarar'' denilmektedir. Bu iğneli beyit Diyarbekir Beylerbeyi ve 3. Vezir Rüstem Paşa için söylenmiştir. Kanuni'nin kızı Mihrü-mah Sultan ile Paşa'nın evliliğini engellemek için ortaya atılan "cüzzamlıdır" iddiasının ne derece doğru olduğunu anlamak için Paşa'ya gönderilen kişilerin Paşa'da bit görmesi ve "cüzzamlıda bit bulunmaz" kanısı sonucu iddia düşmüş ve her halde bir bitin bir kişiye sağlayabileceği gelmiş geçmiş en büyük fayda sağlanmış olmuştur. Paşa, Sultan'a damat olup ve hızla yükselerek sadrazam olmuştur. Akabinde de imparatorluğun gelmiş geçmiş en zengin kişisi. Acaba nasıl? (!) Neyse işin o kısmı şimdilik konumuz dışında.

Fakat biz Kütahya açısından bakacak olursak biraz daha geriye gitmemiz gerekecek. Diyarbekir Beylerbeyliği öncesi Paşa kısa bir dönem de olsa Kütahya'da Anadolu Beylerbeyliği görevini yapmış ve akabinde Kütahyamıza bazı eserler bırakmıştır. Bu eserler hemen hemen hepimizin bildiği Balıklı Hamamı ile yakın bir zaman önce restore edilerek ayağa kaldırılan Rüstem Paşa Medresesi'dir.
Bu eserlerden Balıklı Hamamı 1549 yılında yaptırılmıştır. Aslında bu tarih Paşa'nın Mihrü-mah Sultan ile evliliğinin 10. yılına tekabül eder. Ayrıca bu dönemde Paşa'nın Sadrazamlık makamında olması gerektir. Buradan yola çıkmakla eserin Paşa'nın gıyabında tamamlandığı söylenebilir. Erkekler ve kadınlar olmak üzere iki kısımdan oluşan ve halen kullanımda olan hamamın kitabesi şöyledir:

“Hazreti paşayı Rüstem nam içün
Sahibülihsan vel inam içün
Kudreti halikle ta Balıklıda
İki hamam oldu bir akarsuda
Dedi tarih ona bir hazır cevab
Pâk eder yur arıdır napâkı ab
h.956 (1549 m.)”

Medreseye gelince, orada da aynı durum söz konusudur. 1550 yapım tarihli medrese de Paşa'nın gıyabında yapılsa gerektir ki Paşa bu tarihte sadaret makamındadır. Fakat Anadolu Beylerbeyliği makamında farklı bir Paşa oturmasına karşın Kütahya Sancak Valiliği'nde Şehzade Beyazıd o dönem Kütahya'dadır. Hürrem Sultan'ın oğullarının sancaklarına gidip onları sık sık ziyaret ettiği bilinmekle birlikte, bu ziyaretler sırasında Paşa'nın ve hanımının refekati ihtimali olmakla birlikte bu eserler bu olayların hatıraları da olabilirler. Fakat şu an için bu yorumumuz sadece bir iddiadır. Medrese 1930'lu yıllarda harabe olduğu gerekçesiyle yıktırılarak yeri otopark yapılmıştır. Fakat taç kapısının günümüze dek korunması ve kitabesinin de önceleri müzeden İsmail Hakkı Uzunçarşılı merhum tarafından bulunması sonucu yakın zamanda aslına uygun restore edilerek bir kültür merkezi haline getirilmiştir.

Kitabe:

"Osmanlı Devletinde Süleyman Han zamanında
Ulu medrese o yapının uhdesi ortaya çıkdığında
Hayırla tamamlandı.
Ey Asaf-ı Rüstem Allah adına makbul olsun
Allah rızası uğruna ve Allah için bir bina yapıldı
Onun için tarih olarak 'fel medrese'til ulya' " (1550 m.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder