19 Mart 2018 Pazartesi

Kütahya'nın Hangi Pınarları?

Çeşmenin güncel hali.
Bir süredir sadece saha faaliyetleri ve araştırma/okuma yapıyorum. Bu vesileyle haftasonu gidip gördüğüm, sözde pınarları ile ünlü fakat gerçekte artık o devrin çoktan kapandığı Kütahya'dan, sadece ayakları ve kemerinin bir kısmı kalmış bir çeşme hikayesi ile yeniden karşınızdayım.
Çeşmemiz, Servi Mahallesinde, Kara Ahmet ve Servi Sokaklarının kesiştiği noktada ve buradaki bir dükkanın cephe duvarını oluşturuyor görünümünde. İsabet olmuş zira sanıyorum bu durum olmasaydı bu harabe bugünleri de görmez, çevresinde sürekli hareket olmasa kitabesi çoktan kaybolabilirdi.

Çeşme yukarıda da bahsettiğim gibi oldukça büyük sayılabilecek bir genişlikte, kemerlli ve iki büyük ayağı var. Zamanla yolun yükselmesi sonucu oluğu aşağıda kalmış. Uzun yılların ve pınarları sadece türkülerinde kalmış Kütahya'nın sahiplenmemesi ile kemerinin büyük kısmı yok olmuş ve sadece sağ ayağın üzerinde bir kısmı kalmış. Lakin kitabesi gayet iyi şekilde korunmuş. Eski fotoğraflarına göre kitabesi en azından temiz ve halen okunabilir haliyle duruyor. Tescil durumunu bilemiyorum fakat tescilli olsa sanırım bu kadar kolay boyanamaz (ki bence isabet olmuş) ve en azından sağında solunda bir tescil kaydı bulunurdu.

Kitabenin eski hali.
Kitabe bahsettiğim gibi oldukça sağlam ve kısmen okunaklı. Sadece dükkan sahibinden ricamız oldur ki kitabenin önü kapanmasın. Bu kitabelerin amacı dua almaktır. Çeşmenin eski hali ve kitabesi metinde yanlışlıklarıyla/eksiklikleriyle birlikte Mustafa Kalyon tarafından hakkında herhangi bir tarihi bilgi verilmeden yayınlanmış. Kitabenin benim okuduğum metni şöyledir;

"Zemzem-i asâ çeşme-i kıldı asâs-ı câvidân
Abdurrahman sahibü'l-hayrat serheng-i dîvan (divan çavuşu)
Gel Hüseynin aşkına iç ....... tarihin
Derd-i ataşa su gibi nakd-i devâ oldu revân.
Sene 1193" (Miladi 1779/80)

Çeşmenin eski hali.
Buradan anladığımız kadarıyla Haseki Mehmed veya Silahdar Mehmed Paşalardan birinin divan çavuşu olan Abdurrahman Ağa çeşmenin banisidir. Rahmet olsun. Suyunu bugüne değin akıtmayı başaramamışız. Keşke ihya etsek. Zira daha evvel farklı durumlarda da bahsettiğim gibi bu kitabeler bizim hakkında öğünmekten başka birşey yapmadığımız Anadolu Eyaleti dönemimizin birer kanıtı aynı zamanda.

Biz tarihe karşı sorumluluğumuzu kısmen yerine getirmek için bu kaydı yapalım da gerisini zaman gösterir elbet. Fotoğrafların günceli tarafımızdan, eski hali ve kitabenin kararmış hali yukarda bahsettiğimiz Mustafa Kalyon'un kitabından alınmıştır. Bir kelimeden emin olamadım kitabedeki çözmeye çalışacağım inşaallah.

Şimdi sormak lazım Kütahya'nın pınarları bunu mu hakediyor?

Saygılar.
19.03.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder