23 Kasım 2017 Perşembe

Yeri Gelmişken Hatırlayalım: Cafer Paşa Darü'l-kurrası

Balıklı mahallesinde, Balıklı Camiisinden Karaa sokağına çıkarken, tam karşıdaki evin bahçesinde bulunmaktadır. (Uydu görüntüsüne bakabilirsiniz.) Dışarıdan görünmez. 1579 yılında Anadolu Beylerbeyi olarak görev yapan Cafer Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bu yapı konusunda defalarca girişimce bulunduk fakat netice elde edemedik. Sanırım yakın zamanda bina bakımsızlıktan ve kubbesinde biriken ağırlıktan kaynaklı yıkılacak. Böylece mesele kökten hallolacak.



Zamanında Balıklı Camii'nin tamiri için yıktırılıp taşlarının burada kullanılması teklif edilmişse de o dönem buna engel olunmuştur. İlimizde bir beylerbeyinin kendi adına yaptırdığı nadir eserlerdendir. Fakat nasıl olmuşsa olmuş bu bina özel mülkiyete geçmiş ve zamanla dört bir tarafı evlerle çevrilerek dışarıdan erişilemez hale getirilmiştir. Kitabesi bu esnada kaybolmuş olan yapı bazı aktarımlara göre bir dönem tavuk kümesi olarak dahi kullanılmıştır. Darü'l-kurra binası ilimizde ve bölgemizde yegane örnektir. Bu ayıptan ne zaman dönülecek acaba?

Firaki ve Düşündürdükleri...


"Ey Firaki! Şehrimiz şahin yuvasıdır bizim,
Anın'çün anadan doğanımız şahbaz olur."

Bu dizeleri muhakkak daha evvel duymuşsunuzdur. Pek severiz ve her yerde dile getiririz. Firaki merhuma aittir. Hani şu bugün kabri kayıp olan ve sadece Saray Camii haziresine gömüldüğünü bildiğimiz Firaki. Evliya Çelebi'nin akrabası olan. İşte O!

Saray Camii'nin hemen üzerinde şuan büyük kısmı özel mülkte kalmış ve kimsenin umurunda da olmayan bir türbe yıkıntısı vardır. Kümbet tarzında bir yapı olduğunu elimizde bulunan eski bir fotoğraftan bildiğimiz bu türbe yapısı hakkında çok muhtelif rivayetler vardır.

Kütahyalı yazar ve araştırmacılar genellikle bu türbe yıkıntısının Firaki'ye ait olduğunu söylerler. Uzunçarşılı ise Ankara Savaşı'ndan galip çıkan ve Kütahya'da bir ay dinlenen Timur'un şehzadelerinden birisi yada umerasından birisine ait olabileceği yönünde bir kayıt düşmüştür. Sonradan Kümbet Dede diye zorlama bir isim bile uydurulmuştur.

Burada dikkat çekmek istediğim husus şudur ki, Kütahyamız bir türbe yıkıntısından bile bu denli tarih çıkartabilecek potansiyeli olan bir şehir. Fakat biz bu şehre ve onun tarihine ne sahip çıkıyor ne de ilgi duyuyoruz. Hatta şehrimizin tarihine ihanet ediyoruz. Yıllardır harabe halde duran bu türbede, kamulaştırma ve ardından bir kurtarma kazısıyla bilgi ve iz aramak ne kadar güç olabilir? Yada bu kadar mı önemsiz görülmektedir. 2017 yılında Kütahya şehri hala tarihini tam manasıyla bilmiyor. Kopuk zaman dilimlerinin eksiklerini birleştirecek tüm materyal ilimizde mevcutken halen tarih ve tarihi yapılara tek yaklaşımın kabaca restorasyon olması ne kadar acı! Kütahya'nin kültür, tarih ve turizm konularında UZMAN ve İSTEKLİ kişilere ihtiyacı var.

Son söz; Firaki'nin yukarıda verdiğim dizeleriyle övünmek için öncelikle hatırasına sahip çıkalım. Sonra durmadan paylaşırız fakat daha bi gururla!

Saygılar...

23.11.2017

7 Kasım 2017 Salı

Kütahya Altı Taburluk Redif Debboyu veya Daire-i Askeriye


Sultan Abdülhamid II'nin 25. cülus yıldönümünde açılışı yapılan Redif Binası önünde askeri erkanı gösteren bu fotoğrafı daha evvel de paylaşmıştık. Lakin birkaç husus var ki hem bazı karışıklıklar mevcut hem de yeni bilgiler var.

Öncelikle bu mecmua kapak fotoğrafının altında "Yirmi beşinci sene-i devriye-i hazret-i hilâfetpenâhî rûz-i mes'ûdunda resmi küşâdı icra kılınan Kütahya Kışla-i Hümâyu(nu)nun önünde ictima eden ümerâ ve zâbitân-ı askeriye" yazmaktadır. Fakat açılışı yapılan bu bina hakkında daha evvel paylaştığımız fotoğrafın altında ise "Daire-i Askeriye" yani günümüz karşılıyla Askerlik Şubesi diyebileceğimiz yer olduğu yazılıydı. Bu fotoğrafın olduğu mecmuanın iç kısmında ise binanın "altı taburluk redif debboyu" olduğu yazılı. Debboy askeri depo manasında kullanılan bir kelime. Buraya kadar ki kısım binanın ne binası olduğu yönündeki karışıklığa dair. Gelelim yeni bilgilere.

Aslı her ne olursa olsun 20. yüzyılın başında Fuad Paşa döneminde yapılan bu eser günümüzde ne yazık ki yerine yapılan modern (!) binalar uğruna yıktırılmıştır. Yer olarak eski belediye ile günümüz Fuad Paşa Caddesi üzerindeki askeri binaların olduğu aralıktaydı. Binanın Fuad Paşa'nın huyu olduğu üzere giriştiği imar faaliyetleri kapsamında şehrimize bıraktığı bir eser olduğu kesindir. Bu da Fuad Paşa'nın "kışla" genel adıyla geçiştirilen askeriyeye yönelik imar faaliyetinin kapsamını açıklıyor. Keşke sahip çıkılsaydı.

Fotoğrafta en önde ortada yer alan kişiye dair bilgiler tespit etmek mümkün oldu. Bu kişi tespit ettiğimize göre Kütahya Redif Livası Kumandanı ve Ahz-ı Asker (Asker Alma) Kalemi Reisi Mirliva (Tuğgeneral) Mehmed Ali Rıza Paşa. 1898 ila 1901 yılları arasında Kütahya'da hizmet etmiş görülmektedir. Bu süre içinde 2. rütbeden Mecidi ve 4. rütbeden Osmani nişanlarıyla Rusya Muharebe Madalyası (93 Harbi) sahibi olduğu anlaşılıyor.

Kütahya'da o dönem görevde birisi mutasarrıf Fuad Paşa, diğeri eşraftan Talib Paşa olmak üzere iki mülki paşa ve redif liva kumandanı olarak bir askeri paşa bulunuyor.
Bir fotoğraf üzerinden şehrimizle ilgili çıkan bilgiler kısaca böyledir.
Saygılar... 08.11.2017

3 Kasım 2017 Cuma

17 Aralık 1925 Tarihli Kütahya İl Genel Meclisi


17 Aralık 1925 Tarihli Kütahya İl Genel Meclisi hakkında bilgiler ve bazı yorumlar. Öncelikle resimdeki metnin günümüz harflerine aktarılmış halini verelim:

"KÜTAHYA VİLAYETİ MECLİS-i UMUMİSİ
Dördüncü devre-i intihâbiye, birinci ictima'
17 Kanun-ı evvel 341 Pencşenbih (Perşembe) kablez-zevâl (öğleden evvel) Saat 11


Reis: Vali Fevzi Beyefendi
Aza: Hafız Hasan Efendi [Kütahya]
Aza: Galib Bey [Kütahya]
Aza: Edhem Efendi [Uşak]
Aza: Hakkı Efendi [Gediz]
Aza: Rüşdi Efendi [Gediz]
Aza: Sabit Efendi [Simav]
Aza: Ahmed Efendi [Eğrigöz]


Meclis-i umumi-i vilayet vali Fevzi Beyefendi'nin bir nutkuyla 17 Kanun-ı evvel 341 (17 Aralık 1925) tarihinde küşad edilmiştir. Nutk-ı iftitâhî (açılış konuşması) sureti ber-vech-i âtî (aşağıda) derc olunmuştur."

18.04.1923 - 14.04.1930 tarihleri arasında Kütahya valiliği yapan Fevzi (TOKER) Bey.

Listeyi şöyle bir inceleyecek olursak;
1925 tarihli bu il genel meclisi listesine bakıldığında ilk dikkat çeken şey ilçe sayısının azlığı. Fakat bu sizi yanıltmasın. İlçe sayısı az olmasına rağmen genel nüfusları itibariyle o zaman için büyük ilçeler bunlar. Bu ilçeler Uşak, Gediz, Simav ve Eğrigöz. Ayrıca Kütahya ilinin siyasi sınırları da bugünkünden oldukça farklı o sıralar.

Devam edelim. Dikkat edilirse listede Tavşanlı yok. Fakat Tavşanlı'nın o tarihte ilçe olması gerek. Garip bir durum. Tavşanlı Kaymakamlığının web sitesinde ilk kaymakam olarak gösterilen Kamil Bey'in görev tarihi belirtilmemiş olmasına rağmen ikinci kaymakamın 07.01.1929 ila 15.06.1929 tarihliheri arasında görev yaptığı belirtilmiş. Bu konuyu netleştirmek gerekecek! Belki de mecliste Tavşanlı üyesi yoktu. Mümkün mü böyle birşey bilen varsa ve açıklarsa memnun oluruz.

İlçelerimiz arasında 1953 yılında Adnan Menderes hükümetince il yapılan Uşak da görülebilmekte. Bir diğer nokta ise il merkezinden başka sadece Gediz'in 2 azası bulunmakta. Emet'in ise adının Eğrigöz olarak geçmesi başka bir husus.

Saygılar... 03.11.2017